Projemiz Tamamlandı!
Dikkuyruklar
tehlike altında
En son, 2019 yılında yapılan araştırmalar sonucunda Mogan Gölü'nde sadece 2-4 çift dikkuyruk kaldığı tahmin ediliyor.



proje hakkında
proje hakkında
Fransa Büyükelçiliği ve Institut français de Turquie tarafından sağlanan biyoçeşitlilik fonu ile desteklenmekte olan “Mogan Gölü'ndeki Nesli Tehlike Altındaki Dikkuyruk Popülasyonunun ve Mikro-ölçek Habitat Tercihlerinin Araştırılması” projemiz, Ankara Mogan Gölü’nde bulunan Dikkuyruk isimli dalıcı ördek popülasyonunun güncel durumunu ve bu ördeklerin gölün belirli noktalarını habitat olarak seçme nedenlerini araştırmayı amaçlamaktadır.
Projemiz aynı zamanda genç ve özellikle kadın araştırmacılar yetiştirmeyi, onları kuş gözlem ve kuş bilimi ile tanıştırmayı hedefleyerek Orta Doğu Ornitoloji Derneği (OSME)’nin gençlik geliştirme fonu ile de desteklenmektedir. 15 Kasım 2020 tarihinde başlayan projemiz kapsamında Mogan Gölü’nde her ay düzenli olarak tam su kuşu sayımları yapıldı.
Ankara Üniversitesi Evrimsel Genetik Laboratuvarı (eGL) iş birliği ile eDNA yöntemi kullanılarak göldeki balıkların bolluk oranlarının tespiti için gölden su örnekleri alındı. Gölde bulunan bentik makroomurgasızların bolluklarını ve instar evrelerinin tespiti amacıyla bot ekibimizin yardımıyla gölden dip çamuru örnekleri toplandı.
Projemiz kapsamında, araştırmacılarımıza Mogan Gölü’nde görülebilecek su kuşu gruplarını tanıma ve tanımlama, bentik makroomurgasızları sınıflandırma, R Programlama dili ile eBird (eKuşbank) üzerinden veri süzme üzerine online eğitimler verildi.
Ayrıca, projemizdeki genç araştırmacılarımızın yönettiği iki mini projecik TÜBİTAK 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Desteği Programı ile desteklenmeye hak kazandı. Bu projelerden biri olan “Dalıcı Ördeklerin Üreme Dönemlerinin Chironomidae Larvalarının Bolluğu ile İlişkilendirilmesi ve Trofik Uyumsuzluğun Etkisi Üzerine Bir Ön Araştırma: Mogan Gölü Örneği”, arazi çalışmaları tamamlanırken, bir diğer TÜBİTAK destekli mini projemiz olan “İnsansız Hava Araçlarının Su Kuşu Çalışmalarında Kullanımına Dair Metotların Belirlenmesi” projemizin ise ilk pilot arazisi 20 Ekim 2021 tarihinde ODTÜ kampüsünde yapıldı.

Proje kapsamında OSME'deki araştırmacılar ile online eğitim etkinlikleri düzenlendi. Birçok tecrübeli araştırmacı ile tanışma ve ağ kurma şansı yakaladık. Bunlara ek olarak 5 genç araştırmacımıza hediye olarak 2021 yılı için OSME ve Sandgrouse Dergisi üyelikleri verildi.
düşük karbon izi
Proje boyunca klimataryen beslenme modeli öncelenmiştir. Kırmızı et gibi karbon izi yüksek besinler yerine yerel üreticilerden, mevsiminde üretilmiş ürünleri tercih ederek hem projemizin daha çevre dostu bir hale getirilmesi hem de yerel üreticiye destek olması hedeflenmiştir. Ayrıca tek kullanımlık plastik ürünler yerine, yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir ürünler tercih edilmiştir.



toplumsal cinsiyet eşitliği
Projemiz, üye, gönüllü ve paydaşlarıyla olan ilişkilerinde cinsiyet ya da cinsel yönelim sebepli ayrımcılığın sonucu olan olumsuzlukların etkileriyle mücadele etmeye yönelik, cinsiyetçilik, homofobi, bifobi, transfobi gibi ayrımcı tutumlar karşıtı bir politikaya sahiptir.



genç araştırmacı odaklı
Projemizin en büyük hedeflerinden biri, genç araştırmacı yetiştirmektir. Bu kapsamda araştırmacılarımız hem katıldıkları teorik dersler hem de arazi çalışmalarında kazandıkları deneyimler ile geleceğin araştırmacıları olma yolunda ilerlemektedir. Ayrıca genç araştırmacılarımızın bizzat yönettiği iki mini projemiz TÜBİTAK tarafından desteklenmektedir.



demokratik yönetim
Projemizin her aşamasında yatay hiyerarşi anlayışını hâkim kılarak genç araştırmacıların karar alma mekanizmalarına aktif katılımı sağlanmıştır. Genç araştırmacılarımız için her aşamada fırsat eşitliği ilkesi benimsenmiştir.



dikkuyruk
Dikkuyruklu ördekler (Oxyura) cinsinden, Dikkuyruk (Oxyura leucocephala) nesli küresel ölçekte tehlike altına olan orta boyutlu, dalıcı bir ördek türüdür. Adından da anlaşılabileceği gibi, türün dikkat çekici yanı dik tuttuğu kuyruğudur. Kuyruklarını farklı duygu durumlarında indirip kaldırarak hareket ettirirler. Dikkuyruklarda eşeysel dimorfizm görülmektedir. Üreme dönemlerinde erkek dikkuyruklar masmavi gagaları ve beyaz başlarıyla dikkat çekerken, dişiler ise kahverengi tonları ile biraz sönük kalmaktadır. Hem dişi bireyler de hem de erkek bireylerde görülen gagadaki kemer, genç bireylerde henüz oluşmamış olduğu için, dişilere benzeyen genç bireylerin dişilerden ayırt edilmesinde kullanılır. Üreme dönemi sonunda erkeklerin parlak mavi olan gagaları yerini koyu gümüş rengi bir tona bırakır.
Dikkuyrukların besin diyeti hem hayvansal hem de bitkisel kaynaklardan oluşmaktadır. Su içerisinde dalarak, dip çamurundaki besin maddelerine ulaşırlar. Bitkisel besin kaynaklarını su bitkilerinin yeşil kısımları ve tohumları oluştururken, özellikle üreme dönemlerinde ihtiyaç duydukları yüksek proteini sağlayacak hayvansal besin kaynaklarını ise dip çamurunda yaşayan omurgasız hayvanlar oluşturur. Bunlar, tatarcık (Chironomidae) larvaları, yumuşakçalar ve bazı kabuklulardır.
Üreme dönemlerinde, çok derin olmayan havuzların ve hem yuva yapmak hem de tehlike anlarında kolayca saklanmalarını sağlayacak yoğun sazların bulunduğu sığ ve mezotrofikten hipertrofiğe kadar olan trofik yelpazedeki tatlı suları tercih ederler. Kış aylarında ise, üreme bölgelerine göre daha derin, daha büyük ve acı/tuzlu sulak alanları kullanırlar. Kışlama alanları arasında lagünler ve denizlerin sığ kıyı kısımları da vardır. Kışın büyük sürüler oluşturma eğilimi gösterirler. Göç ederlerken ise alan seçimlerinde daha geniş yelpazede sulak alanları tercih ederler. Ülkemizdeki dikkuyruklar yerlidir ya da kısa/orta mesafe göçmenidir. Farklı ülkelerdeki göçmen dikkuyrukların göç sırasında Türkiye’ye uğradığı bilinmektedir.
Mart ayında üreme faaliyetlerine başlarlar, dişi dikkuyruklar saz köklerini kullanarak suyun üstünde yüzer şekilde yuvalar yapar. Arada da eski sakarmeke yuvalarını kullanırlar. Yuva yapmayı takiben, yumurtlama ve kuluçkaya yatma dönemi başlar. Nisan-Eylül arası kuluçkada yatarak geçer. Yumurtadan çıkan yavrulara anne dikkuyruklar sadece bir hafta eşlik eder ve sonra yavrular kendi başlarına hayatlarına devam eder.
Son tahminlere göre, Dünyada yalnızca 5,300-8,700 çift dikkuyruk bulunmaktadır. Türkiye’de hem üreyen hem de kışlayan popülasyonlar azalış göstermekte olup son tahminlere göre üreyen popülasyonun sadece 80-125 çift olduğu ve 2019 yılında tüm Türkiye’de sadece 199 dikkuyruğun kışladığı düşünülmektedir.
İç Anadolu’da türün üreyebildiği son üç alandan biri olan Mogan Gölü, ayrıca kışlayan, tüy değiştiren ve göç eden dikkuyruk popülasyonları için de önem taşımaktadır. Son çalışmalara göre, Mogan Gölü’nde üreyen dikkuyruk popülasyonunun 2-4 çift olduğu tahmin edilmektedir.


basında projemiz
ekibimizle tanışın
paydaşlarımız

ODTÜ Limnoloji Laboratuvarı

Ankara Üniversitesi Evrimsel Genetik Laboratuvarı

Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Hidrobiyoloji Laboratuvarı
